İnsanların yeryüzünde yaşayan en üstün tür olduğu rahatlıkla söylenebilir. İnsanlar gibi dünyanın dört bir tarafına yayılmış, yaşadığı çevreye biraz da olsa hâkim olmayı başarabilmiş başka bir tür daha yok. İnsanların bu kadar başarılı olabilmesinin nedeni haklı olarak diğer türlere nispeten daha zeki olması ile ilişkilendirilir. Yanlış olan bir kanı ise insanların diğer canlılara göre daha zeki olmasının beyinlerinin büyüklüğüne ilişkilendirilmesidir. Beynin büyüklüğü ile zekâ arasında doğrusal bir bağ yoktur. Bir bireyin kısa boylu hatta cüce olduğu için beyninin küçük olması daha az zeki olacağı anlamına gelmez. Bu insan dışındaki türleri araştırarak da anlaşılabilir. Örneğin yunusların beyinleri -yaklaşık 1400 gram- insanların beyinleri ile hemen hemen benzer büyüklüktedir. Ancak görece olarak zeki canlılar olmalarına rağmen yunusların insanlar kadar zeki oldukları söylenemez. Sekiz kilogramlık beyne sahip balina türlerinin ise genel olarak yunuslar kadar zeki olmadığı söylenir. Balinalara göre çok daha zeki olduğu düşünülen orangutanların beyni ise yaklaşık olarak yalnızca 400 gramdır. Kafanın büyüklüğü IQ’yu etkiler mi daha da açalım.
Bir canlının daha zeki olmasını sunan şey beynin büyüklüğü değil, beynin kütlesinin canlının toplam kütlesine oranıdır. Yaklaşık olarak yetmiş kilogram olan bir insanda bu oran bire elli iken, başka memeli hayvan türlerinde bire yüz seksene kadar düşer. Kuşlarda ise beynin kütlesinin canlının toplam kütlesine oranı yaklaşık olarak yalnızca bire iki yüz yirmidir. Beynin kütlesinin canlının toplam kütlesine göre büyük olması, beynin daha büyük kısmının hafıza, düşünce, iletişim gibi entelektüel çaba gerektiren işlere odaklanmasını sunar. Bu da canlının daha zeki olmasına neden olur. Laramie’deki Wyoming Üniversitesi’nden Sarah Benson-Amram ve meslektaşları tarafından yapılan bir inceleme, hayvan zekasını göreceli beyin boyutuyla ilişkilendiren deneysel verileri ortaya çıkardı. 25 Ocak 2016 tarihli Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayınlanan çalışmada, araştırmacılar, 39 farklı türden 140 hayvanat bahçesinde yaşayan memeli etobura, çözülmesi gereken lezzetli bir sorun verdi.
Hayvanlar, bir kutuyu açmak için L biçimindeki bir mandalı kullanmak zorunda kaldılar. Ayı ailesindeki hayvanların en iyisini yaptığını, iki firavun faresi türünün ise mandalı açmayı asla başaramadığını tespit ettiler. El becerisi ve sosyallik gibi başarılı mandal açmaya sebep olabilecek diğer faktörleri açıkladıktan sonra, araştırmacılar şu sonuca vardı: Hayvanlarda göreceli beyin büyüklüğü, verilen bir işte başarının en önemli tanımlayıcısı. Sonuçlar, beyin boyutunun bir hayvanın problem çözme kabiliyetlerini yansıttığı iddiasına önemli destek sağlıyor. İnsan türü başka hayvan türlerinden çok farklı. İnsanlardaki beyin boyutundaki değişiklikler nispeten küçüktür. Rakamlar 1300 ila 1400 gramı olarak belirtilmiştir. Fakat, beyni 1,100 gram ve beyni 1,400 gram olan (insanlarda bulunabilen) arasındaki zeka farkı, nöronların yoğunluğundaki farklılıklar, diğer yapısal beyin farklılıkları gibi diğer değişkenlerle karıştırılıyor.
Beyni ortalama bir insan beyninden çok daha küçük olan (1,230 gram) dâhi Albert Einstein ele alınır. Einstein, kendisini başka insanlardan ayıran farkın beynin hacmi veya göreceli ağırlığı değil, hayal gücü olduğunu söylemişti. Kaldı ki, ölümünden sonra, kendi izniyle, beyni 70 parçaya ayrılmış ve bilim insanlarının araştırma malzemesi olmuştu.
Anne-Babanın Etkisi
Araştırmacılar aynı zamanda bebeklerin anne-babaları üzerinde de çalışma yapmışlardır. Bebeklerin anneleri, onların ebeveynlik tarzları, büyük çocukları, emzirme ve doğum sonrası depresyon gibi etkenler üzerine bir anket doldurmuşlar. Ve araştırmacılar anketin sonucu neticesinde her bir anneye bir ebeveyn puanı vermiş. Anne babası daha fazla eğitim almış bebekler, 3 ay veya daha fazla süre anne sütü almış bebekler ve araştırmacıların verdiği ebeveynlik puanı daha yüksek olan anne babaların bebekleri yapılan zeka testlerinde daha yüksek sonuç almış. Bütün bu etkenlerin düzeltilmesinden sonra bile bebeklerin 1 yaşındaki baş büyüklüğü 4 ve 8 yaşındaki zeka testi sonuçlarıyla ilişkili olmuş. Araştırmacılar makalede şu şekilde yazmış: “Bulgularımız, bebeklerin sonraki zeka seviyelerini belirlemek için bir yaşına kadar olan dönemin doğum sonrası beyin büyümesindeki en önemli dönem olduğunu gösteren yeni kanıt niteliği taşıyor.”
Hamilelikte Beyni Besleyen Yağlar
Şimdi pek çok anne bebeklerin zeka gelişimi için çocuk biraz büyüdükten sonraki aktivitelere, zeka geliştirici oyunlara ya da ders çalışmasına odaklansa da, bu araştırma aslında beyin gelişiminin en önemli noktasını anne karnında ve 1 yaşına kadar olduğunu gösteriyor. Yani hamilelikte sağlıklı beslenmek, çocuğun beyin gelişimi için gerekli sağlıklı yağları içeren balık, ceviz, soğuk sıkım zeytinyağı, avokado ve yoğurt gibi besinleri bol bol kullanmak çok önemli. Aynı şekilde bebeğiniz ek gıdalara başladıktan sonra ona bunları yedirmek de son derece önemlidir. Ve tabii ki çocuğunuzla sevgi dolu, yapıcı bir ilişkiye sahip olmakta dahildir.
Yukarıda mümkün olduğunca Kafanın büyüklüğü IQ’yu etkiler mi anlatmaya çalıştık.
Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir
“Beyin Göçü Nedir? Beyin Göçü Örnekleri” okumak için buraya tıklayın.
“Türkiye’de Yapay Zeka Alanında Neler Oluyor?” okumak için buraya tıklayın
“Yapay Zekanın Kullanım Alanları Nelerdir?” okumak için buraya tıklayın.
“Yapay Zeka İçerisinde Kaça Ayrılır?” okumak için buraya tıklayın.
“Yapay Zeka Beyin Göçü Nedir?” konumuzu paylaşmak isterseniz yazı sonundaki sosyal medya butonlarını kullanabilirsiniz.
