Lakin, dijitalleşmeyi sadece satış ve pazarlama kanallarının dijital yönetimi olarak ele almak yeterli olmayacaktır. Dijital olmak tedarik zincirinden finansa, insan kaynaklarından ürün döngüsüne ve operasyondan iletişime kadar birçok alanda yayıldığı ölçüde başarılı olabilir.
İnternet hayata bakış açımızı değiştiriyor. Çünkü dijitalleşme sayesinde olayların, süreçlerin bambaşka bir şekilde ifade edilmesi, gerçekleşmesi olanaklı hale geliyor. Yine de buna karşı ayak diretmekten geri kalmıyoruz. Hem bireysel hem kurumsal hem de kamusal olarak.Dijitalleşme ile gelen değişim sürecinde eleştirilen bir husus da yeninin daha iyi, daha faydalı vb. olmadığı. Bu değerlendirme kendi içinde bir çelişkiyi barındırıyor. Dijitalleşme yeni bir paradigma. Hal böyle olunca onu eski paradigmanın kriterleri ile değerlendirmek ne kadar doğru? Bunun en popüler örneğini “sosyalleşme” olgusunda görmekteyiz. Bu alandaki bilim insanlarına göre bireylerin sosyal medya ortamından, birbirileri ile fiziksel olarak karşı karşıya gelmeden, kurdukları iletişime “sosyalleşmek” demek yanlış. Dijitalleşme bu bağlamda bireyi asosyalleştiriyor. Bu tespit doğal olarak moderniteye yeni bir eleştiri boyutu getirilmesini olanaklı kılmaktadır.
Peki sizce dijitalleşme ve dijitalleşmenin getirdiği yeni olanaklar ve dünya görüşü sizi asosyal bir boyuta mı taşıyor? Yoksa dijitallik insanlara yeni bir dünya görüşü sunup onlara dünyayı anlamlandırma imkânı mı veriyor?
Zeynepcan’ın Dijital Dünyası köşesini Moblobi.com’da takipte kalın 🙂
Zeynepcan’ın Dijital Dünyası köşesindeki tüm yazıları görmek için buraya tıklayın.
Moblobi.com yazarlarından Zeynepcan’ı Linkedin’de takip etmek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.
