Doğayı yok eden bu etkenler bizleri de onlara ayak uydurmak için zorluyor. Örnek verecek olursak her ihtiyacımızı karşılayan alışveriş merkezleri her köşeye mantar gibi yayılıyor. Peki ne oldu da hep miskinlikle özdeşleşen bu beton yığınları içerisinde kalmış hayatlar yükselen bir değer haline geldi? Yanıt açık: Yorulduk.
Teknolojik olarak gelişirken aslında bir yandan da neler kaçırdık…
En son ne zaman saati, yapacaklarımızı, yetişeceğimiz yerleri umursamadan bir şeyler yaptık? Mesela ormanda ne zaman yürüdük? Ne zaman cep telefonlarımıza bakmadan, fotoğraf çekmek için bile kullanmadan bir parkta vakit geçirdik? Muhteşem hayatlar yaşıyoruz belki,ama tadını çıkaramıyor, yaşadıklarımızın tam anlamıyla farkına varamıyoruz. Maruz kaldığımız reklamlar, bize dayatılan tüketim alışkanlıklarımızı doğal olarak mevcut sisteme endekslenmiş bir biçimde değiştirmemizi örgütlemektedir. Bir internet sitesine üye olurken “bütün hüküm ve şartları okudum” butonuna basmakta acele edişimiz gibi bize sunulan yaşam pratiklerini acele ederek hayatımıza sokmakta ve buna göre hayatımızı şekillendirmekteyiz.
Artık yaşadığımız bu iletişim ve teknoloji çağında frene basmanın zamanı gelmedi mi? Sizde doğayı seven o nadir kişilerdenseniz düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın.
Zeynepcan’ın Dijital Dünyası köşesini Moblobi.com’da takipte kalın
Zeynepcan Sarıçiçek’ın Dijital Dünyası köşesindeki tüm yazıları görmek için buraya tıklayın.
Zeynepcan Sarıçiçek’i daha yakından tanımak isterseniz Youtube kanalımızdaki videosunu izleyebilirsiniz
Moblobi.com yazarlarından Zeynepcan’ı sosyal medyadan da takip edebilirsiniz.
Linkedin: @zeynep_can_saricicek