Kısa bir süre sonra hayatımıza girmesi beklenen otonom araçlar yani sürücüsüz araç ların, ne kadarlık bir fiyatla pazara çıkıyor olacağı oldukça merak ediliyor. Şimdilik yalnızca üst segment için sunulan gelişmiş birtakım özelliklere sahip bulunan otonom araçların fiyatlarını neler belirliyor olacak? Yüksek maliyetleri olduğu bilinen bu otonom araçlar yani sürücüsüz araçlar orta segment için de sunulabilecek mi? AVL Araştırma ve Mühendislik’in Türkiye Genel Müdürü olan Dr. Serkan İmpram otonom araçlarla ilgili merak edilen soruları yanıtladı. İşte detaylar…
Otonom araçların, yapay zeka teknolojisi ile birlikte büyük bir devrim yaratması bekleniyor. Üstün özellikler ile donatılmış olan bu araçların çok yakın bir gelecekte kullanıcılar ile buluşması bekleniyor. Ancak hem gelişmiş hem de güvenli otonom sürüş özelliklerine sahip olacak olan bu otonom sistemlerin üretim maliyetleri oldukça yüksek. Bu sebeple de yüksek segmentli araçlarla birlikte sunuluyor olacaklar.
Sürücüsüz araçlar neden yüksek segment için üretiliyor?
Özellikle de otonom araçlarda yer alacak olan sensör sistemleri oldukça önem taşıyor. Çünkü bu sensör teknolojileri maliyetleri oldukça yüksek olduğu için araçların üretim maliyetlerini büyük ölçüde belirleyici oluyor. Bu yüksek sensör maliyetleri de üretim maliyetlerini etkilediğinden; bu araçların orta segmentte sunulmasını zorlaştırıyor. Dolayısıyla şöyle ifade edebiliriz; otonom araçların fiyatlarında özellikle bu sensör teknolojileri belirleyici oluyor. Yani sensör fiyatları otonom araçların ilerde orta segment için üretilip üretilemeyeceğinde belirleyici rol oynuyor olacak.
Sensör teknolojileri aslında araçların otonomlaşmasını sağlıyor. Bu sensör teknolojilerinden akan verileri işleyen akıllı algoritmalasın yer aldığı sistemler bulunuyor. Bu sistemler de yapay zekaya sahip olan araçların maliyetlerinde belirleyici olduğundan yaygınlaşmasında da önemli bir rol oynuyor.
Sensör teknolojileri günümüzde sadece üst segment araçlarda bulunuyor. orta segmentte yer alan araçlarda maliyetleri sebebiyle ne yazık ki henüz kullanılamıyor. Dolayısıyla da üreticileri bu maliyetler sebebiyle de oldukça düşündürüyor.
Sensör maliyetleri ve satış stratejileri nedeniyle bu araçlar pazara ilk çıktıkların görece olarak daha pahalı olacaklar. Aslında bu biraz da olağan bir durum. Yakın gelecekte bu belirttiğimiz fonksiyonlar çok daha düşük maliyetler ile temin edilerek orta segment araçlarda da sunulabiliyor olacak. Ancak bu pazara giriş aşamasında değil biraz zaman geçtikten sonra gerçekleşebilecek.
Otomotiv sektördeki en büyük sorun: Yeni nesil araçların maliyetleri
Sürücüsüz araç yani otonom araçların maliyetleri aslında otomotiv sektöründeki en büyük problemlerden biri. Özellikle gelişmiş otonom yani sürücüsüz sürüş özellikleri bulunan araçlar ile, hibrit ve tam elektrikli araçlarda bulunan bazı özellikler; ileri sürücü destek sistemleri ve de kullanılmakta olan bazı komponentler oldukça pahalı. Bu nedenle de gelişmiş olan sistemler şu an yalnızca yüksek segmentli araçlarda sunulabiliyor.
Ancak şunu da belirtelim; sözkonusu araçlarda kullanılmakta olan bu komponentler günden güne biraz daha ucuzluyor. Bir örnek vermek gerekirse; 2000’li yılların başlarında sadece çok yüksek segmentli araçlarda bulunmakta olan adaptif hız sabitleme özelliği, bugün hemen hemen tüm orta segment araçlarda yer alıyor. Bunun gibi diğer pek çok sensörün maliyetleri de hızla düşük seviyelere doğru ilerliyor.
Bu gibi otonom fonksiyonların, hem sensör maliyetleri hem de satış stratejileri nedeniyle pazara ilk çıktıkları sırada görece olarak daha pahalı olması mümkün. Ancak bu fonksiyonların, zaman içerisinde orta segmentteki araçlarda da rahatlıkla sunulabileceği söylenebilir.
Sürücüsüz araç kazalarında karar verecek mekanizma oluşturulacak
Otonom araçların yani sürücüsüz araçların olası bir kaza durumunda nasıl karar vermesi gerektiği günümüzde henüz netleşmemiş durumda. Ancak bu gibi durumlarda karar verici olacak bir mekanizma kuruluyor olacak.
Otonom kazalar durumunda bu kazaların nasıl ele alınabileceği ve ilgili kararın nasıl verilebileceği konusu henüz netleşmemiş olan bir konu. Özellikle de Amerika’da ve de Avrupa’da hem yasa koyucular, hem de sigorta şirketleri ile hukukçular bu konuda önemli çalışmalar yapıyorlar.
Bu işin teknolojik boyutunun yanı sıra; bu kararı alabilecek olan yapıyı ve de mekanizmayı oluşturabilmek günümüzde oldukça zor. Bunun için oldukça geniş bir yasal çerçeve oluşturulabilse bile, ilk karşılaşılacak olan örnekler çok tartışmalı kararlar ve durumların ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Karşılaşılacak olan bu örneklerde alınacak yasal kararlar ise ileride geliştirilebilecek olan yazılımları ve de otomotiv imalatçılarının sözkonusu fonksiyonlara yaklaşımlarını önemli ölçüde etkileyecektir.
