Teknoloji geliştikçe kullandığımız dijital platformlar artıyor ve kişisel bilgilerimizi pek çok platformda sunuyoruz. Ancak pek çok platform özellikle son dönemlerde veri sızıntıları ile karşı karşıya kalabiliyor. Hatta günümüz koşullarında çoğu şirket maalesef yılda birkaç kez bu gibi durumlarla karşılaşıyor yani veri sızıntıları yaşayabiliyor. Peki dijital kimlik bunun için bir önem olabilir mi, bir inceleyelim…
Veri sızıntıları kullanıcılarda büyük endişeler yarattığı gibi şirketlerde de ciddi zararlar oluşturabiliyor. Bu nedenle veri güvenliği bu koşullarda Hayati öneme sahip hale geliyor. Veri sızıntıları araştırmalara göre ortalama 3,86 milyon dolar zarara sebep olmuş görünüyor. Konunun uzmanları bu tip sızıntılarına karşı biyometrik yöntemlerin ve dijital kimliklerin faydalı olacağını öngörüyor. Komtera teknoloji güvenlik uzmanları dijital kimliklerin bu gibi güvenlik ihtiyaçlarını nasıl karşılayabileceğini ve verileri nasıl koruyabileceğini 6 maddede açıkladı. Peki dijital kimlikler verilerimizi nasıl koruyabilir? işte detaylar…
1- Şifreler geçmişte kalıyor olacak
Araştırmalara göre kullanıcılar şifreleri hatırlayabilmek için en yaygın 25 şifreden birini kendi şifresi olarak belirliyor. Dolayısıyla veri sızıntılarının yüzde 81’İ bunun gibi zayıf, çalınan ya da otomatik şifrelerden meydana geliyor. Dijital kimlik bu problemleri ortadan kaldırıyor olacak. İnternete bağlı olduğunuz ortamlarda dijital kimliklerimizin kullanımı haricinde, bankalar da ödeme sırasında temassız kartlar aracılığı ile kimlik doğrulama gibi bir takım yöntemlere başvuruyor olacaklar.
2- Hackerlar kimlik bilgilerini ele geçirip bunu bir gelir kaynağı haline getiremeyecek.
Servis sağlayıcılarına yönelik bir takım yasal düzenlemeler ve dijital kimlikler sayesinde hem güvenlik artacak hem de kusursuz bir üç nokta deneyimi ortaya çıkacak. Belge doğrulama imkânlarının artıyor olması ve esnek hale gelmesi sayesinde hackerlar kullanıcıların kimlik bilgilerini ele geçirerek bunu bir gelir kaynağı haline dönüştürüyor olamayacaklar.
3- Veri gizliliği düzenlemeleriyle oluşan baskı, dijital kimlikler sayesinde hafifleyecek
2018 yılında Cambridge Analytica ve Facebook skandalı gibi sosyal medya platformlarında kullanıcı verilerinin güvenliği ilgili pek çok sorun ortaya çıkmıştı. Dolayısıyla geçtiğimiz yıl dijital ortamda kişisel verilerin kötüye kullanıldığı ve bunun sıkça konuşulduğu bir yıl olmuştu. Bu gibi durumlar sebebiyle kişisel verilerin kötü niyetli kişilerce para kazanmak için kullanılması ve çalınması, kopyalanması ve değiştirilmesine yönelik kullanıcı endişeleri artmış; bu da güvenlik düzenlemelerinin artmasına ve farklı ülkelerde birçok uygulamanın hayata geçiyor olmasına zemin hazırlamıştı. GDPR gibi verilerin korunmasına yönelik kanunlar artmaya ve kapsamları genişletilmeye devam ediyor. Bu sayede dijital kimliklerin faydaları daha da ortaya çıkıyor olacak.
4- Mobil cihazlara odaklanmış olan siber saldırganlarla mücadele edilebilecek
Günümüzde global web trafiğinin yarısından fazlası yani yüzde 52’sinden fazlası mobil cihazlardan geliyor. Bu da siber saldırganların bu alana oldukça fazla ilgi duymasın sebep oluyor. Mobil uygulamaların, mobil ağların ve mobil cihazların güvenlik eksikliklerinden faydalanarak buralarda depolanan hasta verileri ele geçiriyorlar. araştırmalara göre oltalama saldırılarının yaklaşık yüzde 48’i mobil cihazlar Hedef alınarak gerçekleşiyor. Dolayısıyla kullanıcıların mobilden saldırıya uğrama olasılığı masaüstü cihazlara göre 3 kat daha fazla oluyor. Dijital kimlikler sayesinde mobil cihazları hedef haline getiren bu siber saldırganlara karşıda mücadede edilebiliyor olunacak.
