Dikkate almayan bir kesim olsa da burçların insan karakteri üzerindeki etkisine pek çok kişi inanıyor. Kurumsal birçok şirket bile eleman tercih ederken, özellikle de çalışma grubu oluştururken, başvuranların burcunu da dikkate alıyor. Astroloji meraklısı anne babalar da işin içine girince, kimi zaman doğacak bebeğin bile burcu önceden tespit edilmiş oluyor veya sezaryen doğumlarda ebeveynler, 3-5 gün daha beklemek istiyor, şu burç bundan daha iyiymiş diyebiliyor. Kimileri mantığa aykırı bulup safsatadan ibaret saysa da, kimilerinin hayati kararlarında bile göz önüne aldığı bir konu burçlar. Peki astrolojinin dini kökeni var mı?
Kuran’da Geçiyor Ama
Astrolojinin dini kökeni için önce Kuran’a bakmak gerekiyor. Gökyüzüne, yıldızlara ve gök cisimlerine Kuran’da çok kez yer veriliyor. Burçlardan ise ‘Buruc’ ifadesiyle toplam dört yerde söz ediliyor. Aynı zamanda Kuran’da ‘gökyüzünün burçlarına yemin’le başlanan 85’inci surenin de adı olan ‘Buruc’u, tefsircilerin çoğu, ayetlerdeki burç kelimesinin astronomideki karşılığıyla ‘takım yıldızı’ olarak tefsir ediliyor. Burçların Kur’an’daki yeri ve mahiyetiyle alakalı çalışmalardan birine sahip olan Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Davut Ağbal, ‘Kur’an’daki burç kavramıyla astrolojideki burç kelimesi arasında ciddi bir ayrılığın olduğuna vurgu yapıyor.
Bu noktada astronomi ve astrolojide yer alan burçların birbirinden ne gibi değişiklikler gösterdiğine de değinmek gerekiyor. Bir bilim olan astronomi, teknik ve yöntemleri bakımından ‘takım yıldızı’ olarak tanımlanan burçların fiziksel özellikleri üzerinde dururken, Kur’an’da daha ziyade bunların ne için var olduğundan ve yaradılış hikmetinden söz ediliyor.

Fakat sadece Hicr Suresi’nin 16’ncı ayetinde burç kavramı farklı bir biçimde ele alınıyor. Bu ayet-i kerimede ‘Allah Teala’nın gökyüzünde burçlar yarattığı ve yine o burçları onlara bakmaları amacıyla süslendiği ve taşlanmış her şeytana karşı koruduğu, oradan kulak hırsızlığı yapanlar bulunursa onları takip eden bir alev topunun olacağı’ bahsediliyor. Bu ayetteki ‘kulak hırsızlığı’ ifadesine dikkat çeken Ağbal, Saffat, Cin ve Şuara surelerinde, bu tabirin cinlerin ve şeytanların bilgi hırsızlığı yapıp yeryüzündeki insanlara yalan yanlış bilgi yaydığını duyurmak için kullandığını hatırlatıyor. Nitekim gezegenlerin hareketlerinin genel olarak yeryüzünde bir etkisinin olabileceği, gezegenlerin bulunduğu konuma bağlı olarak insanların doğum anında bundan etkilenebileceği, birçok İslam âlimi ve bilim adamınca kabul görmüşse de, bundan farklı olarak astrolojideki burçlar türlü kehanetlerde bulunma aracı olarak kullanılması yönünden dine ters düşüyor. Gök cisimlerinin hareketleri ve konumlarından istifade ederek gelecek ve geçmişle alakalı haber vermenin gerçekle bağdaşan bir tarafı olmadığı ve yasaklandığı gerek Kur’an’da gerekse hadislerde mutlak ifadelerle belirtiliyor.
Fal ve kehanetten arındırıldığında, bir yorum dalı olarak da tanımlanabilen astroloji, uzaydaki yıldızların, galaksilerin, takım yıldızlarının ya da gezegenlerin hareketleriyle insan kişiliği, insan karakteri ve insan davranışları arasındaki ilişkiyi ve karakterlerin birbirleriyle uyum derecesini ifade ediyor. Doğumların veya önemli olayların ortaya çıkış tarihine göre insanları gruplara ayırıyor. Karakter yapılarını doğum tarihlerine göre çözümlemeye çalışıyor. Fakat bunu yeryüzünde sadece 12 tip insan var şeklinde yorumlamamak gerekiyor. Nitekim karakter üzerindeki tek belirleyici doğum tarihi olmadığı gibi, sosyal ve fiziki çevre, aile, yaşanmışlıklar gibi daha da çoğaltılabilecek birçok etken, karakter üzerinde belirleyici oluyor. Din psikolojisi branşında çalışmaları bulunan İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Başkurt, burçların karakter üzerindeki etkileri kabul edilebilir olsa da bundan hareketle hayatı yönlendirmeye kalkışmanın dinen doğru olmayacağı düşüncesinde. Bir insanı tanımada ya da hakkında fikir sahibi olmada burç faktörü göz önünde bulundurulabilir olsa da işin çığırından çıkmaması adına bunun tek tanımlayıcı olmadığını akıldan çıkarmamak gerekiyor.
Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir
“Robotik Kirpi Uzay Maceralarına Hazır!” okumak için buraya tıklayın.
“Uzay İçin Yaratılmış Günlük Hayatta Kullandığımız İcatlar” okumak için buraya tıklayın
Yazıyı paylaşmak isterseniz yazı sonundaki butonları kullanabilirsiniz.