Sentetik biyoloji gelecek hakkında varsayımlar yapmayı sağlıyor. Peki ama nasıl?
Genetik mühendisliği ile hayatımıza katılan bir diğer kavram ise sentetik biyoloji. Sentetik biyolojiyi en basit şekliyle biyolojik sistemlerin mühendislik prensipleriyle buluşması olarak tanımlayabiliriz. Yakın zamanlarda bu konularda üniversitelerde yapılan deneyler, araştırmalar ve çalışmalar ise gelecek hakkında varsayımlar yapmamızı kolaylaştıracak cinsten. Örneğin Cambridge Üniversitesi’nde yapılan bir deneyde e.chromi adı verilen bir bakterinin genleri arasına bir duyarlılık ölçücü ve beş adet renk oluşturucu yerleştiriliyor. Bu yenilemeden sonra bakteri, bulunduğu alandaki toksinlerin yapısına göre rengini değiştiriyor ve etrafındakilerin bu durumdan haberdar olmasını sağlıyor.
Gen farkı yaşam seviyesini belirliyor. Nasıl mı? Peki, uzun yaşamın sırrı olan gen hangisi?
Bir başka araştırmada ise bilim insanları canlıların yaşam sürelerinin genlerimizin farklılığından etkilendiğini kanıtlamaya çalışmış. Bu araştırmada virgül boyutundaki solucanlardan yararlanan bilim insanları, solucanların genlerinin arasından daf-2 isimli genin uzun yaşamın anahtarı olduğunu buldular. Çeşitli deneylerde hem normal solucanları hem de daf-2 geni modifiye edilmiş solucanları kıyasladılar. Araştırmalarının sonucunda normal solucanların yaşam sürelerinin daha kısa olduğunu ve ömürlerinin sonuna doğru hareketlerinde yavaşlama ve dokularında zarar görme gibi sorunların oluştuğunu gözlemlediler. Fakat modifiye edilen solucanlarda bu gibi problemlere rastlanmıyordu. Ayrıca solucanlara katılan bu yenilik bağışıklık sistemlerini güçlendirme ve daha aktif olma gibi faydalar da sağlıyordu. Solucanlarda yakaladıkları bu başarıdan sonra aynı süreci sineklerde ve farelerde de deneyen ekip, bu deneylerinde de başarılı sonuca ulaştılar. İşte onlar sayesinde uzun yaşamanın sırrının genlerimizi değiştirerek çözüleceği günler çok yakında.