Teknolojik Gelişebilmede Ana Katalizör: Veri!

GroupM Türkiye CEO'su Bülent Yar, Moblobi.com’a konuk yazar oldu.

GroupM Türkiye CEO’su Bülent Yar, Moblobi.com’a konuk yazar oldu. Teknolojik gelişebilmelerdeki “veri” kavramı ve önemi hakkında önemli ipuçları paylaştı. İşte Bülent Yar’ın kaleminden çok değerli bilgiler…


Genel ya da özel hedef kitleler tarafından benimsenen bir teknoloji, ne şekilde hayatımıza girebiliyor? Sizlere bu yazıda teknolojik gelişebilmelerde ana katalizör görevi gören “veri” kavramının öneminden bahsedeceğim.

Teknolojik gelişebilmelerdeki ana katalizör: Veri!

Tarihsel süreçlere baktığımızda, herhangi bir teknolojinin ortaya çıkışı, temelde hep bir ihtiyaçtan doğmuştur. Örneğin seyahat etme kavramını ele alalım. Söz gelimi tarihsel süreçte, seyahate yönelik geliştirilen teknolojiler, o dönemde yoğunluklu olarak ticaretin devamlılık ihtiyacından çıkarken, zaman içerisinde buna bireysel seyahat özgürlüğü ve ihtiyacı da eklenmiştir. Bu ihtiyaçlara yönelik, farklı ulaşım şekilleri ortaya çıkmıştır. Varmak istenen noktaya, en kısa sürede mi varmak istiyorsunuz, en konforlu şekilde mi, yoksa konforsuz ama en ucuz şekilde mi? Farklı grupların farklı ihtiyaçları olmasından ötürü, değişik seçenekler, teknolojik gelişim desteği ile yaratılmakta. Yaşayan veri analizi ile sürekliliği ve gelişimi de sağlanmakta.

Bu nedenle teknolojinin gelişiminde, proje öncesi/esnası/sonrasında düzenli olarak tüketici içgörülerinin takibi ve bunların iş sonuçlarıyla harmanlanması, işin olmazsa olmazı. Sağlam içgörü, sağlam iş sonuçları doğurur. Bu içgörüyü oluşturabilmek için, elimizde pek çok farklı olanak var. Ancak bunların genel anlam kazanabilmesi için, en önemli kaynak “veri” konusudur.

Geçtiğimiz dönemde, sektörümüzde de en çok konuşulan konulardan biri “veri” oldu. Veri konusuna dikkat çekilmesi, pek çok sektör anlamında olumlu bir gelişme. Bununla birlikte bu kavramı, her grup aynı şekilde kullanmıyor. Yani “sektörde popüler olan”la, “sektör ihtiyacının gerçekten ne olduğu” konularını iyi ayrıştırmak ve bir standart oluşturmak gerekiyor.

Genel trend önce “büyük veri” ile başladı; ardından “veri bilimciliği”nin popüleritesi arttı. 2019 yılı araştırmalarına göre*, şuan en populer olan meslekler arasında yer aldığı gibi, iş tatmini ve maddi olanak anlamında da ilk sıralarda yer alıyor. Yeri geldiğinde insan hayatındaki kritik öneme sahip sağlık ve eğitim gibi konuların da üzerine çıkabiliyor. Peki ama neden? Nasıl bir süreç söz konusu oldu?

Artık birbirine çok daha bağlı bir dünyada yaşıyoruz!

Aslında temelde insan davranışları değişti ve artık birbirine çok daha bağlı bir dünyada yaşıyoruz. Eskiden tek bir kaynak üzerinden bir içgörü çıkartarak ürünleşme ya da teknoloji üretimi gerçekleşirken, şuan kaynak çeşitliliği maksimumda. Yani, birey olarak herhangi bir platformda bıraktığımız ayak izi, kendimiz ve temsil ettiğimiz gruplar hakkında gerçekçi bir analizde bulunulmasını sağlıyor. İçgörüden yola çıkarak üretilen ürün/teknoloji/servis gibi kavramlar, yine anlık veri takibi ile yepyeni içgörülerin oluşmasına neden oluyor. Örneğin, insanların, yeni eve taşındıkları sırada diş macunu markalarını değiştirmeye daha yatkın olduklarını anlamak oldukça kıymetli. Ya da ihtiyaca yönelik üretilen teknolojiler sayesinde tüketici yolculuğunu takip ederek, binek araç alma motivasyonuyla bayiye giden kişinin, 2 ticari araç alarak çıktığı bir dünyadan bahsedebiliriz. Bu tarz içgörü ve öngörüleri güncel takip ederek, iş yapış şeklimizi de ileriye taşıyabiliriz.

Birey olarak attığımız her adım, mobil cihaz deneyiminden, girip çıktığımız internet siteleri ve maruz kaldığımız içeriklere, hatta markaların CRM sistemlerine, bayi stratejilerine kadar herşeyin dönüşümünü sağlıyor. Bununla birlikte veri kaynaklarının çeşitliliği nedeniyle, veri kirliliği ve tekilleştirme problemleri ile yüzleşiyoruz. Bu nedenle şirketler üstü teknolojiler oluşturulmaya çalışılıyor. Veri konusunda derinliği olan analistlere ihtiyaç da paralel olarak artıyor.

*Glassdoor best jobs 2019, https://www.glassdoor.com/research/best-jobs-2019/

Veriyi anlamlandırmak daha da kıymetli hale geliyor!

Veriyi, herhangi bir teknolojiye enjekte edilen bir aşı gibi konumlandırabiliriz. Veriyi anlamlandırmak bu noktada daha da kıymetli hale geliyor. Kulağınızın dibinde size birşeyler fısıldayan birileri var, ancak bunu duyup duymamak ve kıvrak bir şekilde bundan faydalanmak tamamen sizlerin elinde.

Şöyle anlamlandıralım; 3D teknolojinin çıkışı bir ihtiyaçtan doğdu ve aslında bir nevi yeni sanayi devrimi olarak algılanıyor. Çünkü tüm iş yapış sistemini baştan aşağı değiştirir durumda. Dolayısıyla bir veriye dayalı ihtiyaçtan, yepyeni bir teknoloji yaratıldı diyebiliriz. Bir ayakkabı markasına sahip olduğunuzu düşünelim. Bu noktada 3D model ile hazırlanan ürünler sayesinde, genel olarak Türk halkının beyanına ya da sadece satış verisine dayalı değil; “gerçek” vücut ölçü verilerini toplayarak, bunu üretim zincirinizdeki stratejiyi değiştirecek ölçüde kullanabilirsiniz. Online platformlardan ayakkabı satın almaktan çekinen kesimin, bu yönde davranış değişikliğini bile sağlayabilirsiniz.

Bu sürece dair güzel bir örnek de gönüllülük motivasyonuyla çalışan Ebursum.com. Platform, temelde doğru insan kaynağının, doğru kaynak vericilerle buluşmasını sağlıyor. Üniversite öğrencileri ve burs veren kurumları bir araya toplayan bir teknolojik platform. Nasıl bir içgörüye dayanarak ortaya çıkıyor? Burs sağlayıcıların dijitalleşememesi nedeniyle, başvuru sürecinin sağlıklı yürütülememesi ve kaynak yönetiminde optimizasyon ana motivasyon. Benzer bir durum İhtiyaç Haritası gibi platformlar için de geçerli.

Tabi burada toplanan verilerle birlikte, apayrı altı çizilesi bir konu oluşuyor; kişisel verileri koruma. Buradaki gelişmeler, teknolojik gelişmelerle eş zamanlı olarak, hatta öncesinde gerçekleştirilmeli. Dolayısıyla özünde birden çok faktörün olduğu ve bunların birbirine etki ettiği bir ekosistem söz konusu.

Veri > İçgörü > teknoloji, ürün vb > Kullanıma bağlı yeni veri toplanması ve analiz > yeni içgörü > teknoloji/ürün gelişimi

Kastettiğimiz bu akışı, bir başka örnekle somutlaştırabiliriz. Çok yakın zamana kadar hayatımızda Covid-19 ya da Korona kavramları yer almıyordu. Şu an sıfırdan çıkması nedeniyle insanlar üzerindeki etkisini çok net görebildiğimiz bir konu. Belirgin değişikliklere uğruyoruz, hem kültürel hem de davranış biçimlerimizde temel bir değişim yaşanıyor. Bir daha iş toplantılarında el sıkışmamaktan tutun da, toplu yaşam kurallarının tekrar yazılacak olmasına kadar geniş bir değişimden bahsediyoruz.

Bu noktada elbette ki tüketicilerin, dijital davranışlarında da büyük bir değişiklik oluyor. Haber, sağlık içerikli sitelerin, video platformların tüketimindeki artış buna örnek. Hatta buradaki artış trendlerinin, Sağlık Bakanlığı’nın açıklama yaptığı dönemlerle paralel olduğunu görmek mümkün. Daha önceden dijital tüketim alışkanlığı yok denecek kadar az olan +55 ve C2DE SES gruplarındaki insanların, artık e-ticaret de dahil olmak üzere varlığındaki artışı görüyoruz.

Bu durum, devlet stratejilerini bile birebir etkiler durumda. Örneğin şuan Google, sağlık problemi yaşayan Türkiye de dahil olmak üzere bir takım ülkelerle, lokasyon bilgisini paylaşır halde. Bu da demek oluyor ki artık  çok önemli bir veri olan lokasyon bilgisine göre ihtiyaçları daha iyi tespit edebilir; tüketici davranışını analiz ederek farklı çözüm önerileri ya da önlemler ortaya çıkarabilirsiniz. Anımsarsanız Çin’de benzer bir süreç, büyük tartışmalara yol açmıştı. Bunu ilk olarak “sosyal statu puanlama sistemi” ile başlatmışlardı. Çin şuan Korona etkisi ile, vatandaşlarının sağlık durumuna göre herkese bir renk kodu verir durumda. Buna göre yolculuk haklarınız sınırlanabiliyor, ya da karantina altına alınmanız gerektiği bilgisi 3. Kişilerle paylaşılabiliyor.

Dolayısıyla yazının başında bahsettiğim, verinin popülerliğinden ziyade; onun hangi ihtiyacı, hangi sınırlarda gidereceğine dair konuşmaların sayısının artması gerekiyor. Datasetleri artıkça, bunları analiz edebilecek insanların ve teknolojilerin ihtiyacına yönelik çözümler üretilmeli. Doğru şekilde veriyi okuyan kurum, birey ya da devletler; en ideal servis, ürün ya da sosyal desteği doğru yere ulaştırabilirler. Veri anlamlandıkça, teknolojik gelişmeler olmaya devam edecek. İnsanoğlu tek bir davranış stilini, uzun süre sergilemediğinden, tabiri caizse veri analizcileri, günümüzün toplum bilimcileri olacaklar.

İlginizi Çekebilir!

  • Performans Pazarlama Hakkında Bilmeniz Gerekenler!” haberimizi okumak için buraya tıklayın.
  • Teknoloji Kılcal Damarlarınıza Sızıyor!” haberimizi okumak için buraya tıklayın.
  • DNA’lar Veri Depolamak için Kullanılacak!” haberimizi okumak için buraya tıklayın.

Bu yazıyı ilginizi çektiyse ve sosyal medyada arkadaşlarınızla paylaşmak isterseniz yazının sonundaki sosyal medya paylaşım butonlarını kullanabilirsiniz.

Etiketler
Konuk Yazar: Bülent Yar

Konuk Yazar: Bülent Yar

Group M Türkiye CEO'su Bülent Yar; aynı zamanda MediaCom Türkiye’nin de kurucularındandır. Reklamcılar Derneği'nde birçok komitede görev almış; ulusal yaratıcılık festivalleri ve yarışmalarında moderatörlük, üyelik ve medya jüri başkanlığı yapmıştır. Uluslararası platformlarda da jüri üyeliği yapan Bülent Yar; 2017'de Cannes Lions ve Golden Drum festivallerinde de yer almıştır. Yar ayrıca; BloombergHT’de yayınlanan "Bana Hikayeni Anlat " adlı bir TV programını da hazırlayıp sunmaktadır. Bülnet Yar'ın; iş dünyası ile ilgili önemli anekdotlarını kaleme almış olduğu ‘Kader Gayrete Aşıktır’ adlı bir kitabı da bulunmaktadır.


İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı