Instagram kısa süre içerisinde büyük bir başarı yakaladı. Her geçen gün kullanıcı sayısı arttırmayı başardı. Tabiki bu başarıda bu mecranın tutkunu haline dünüşmüş ve kullanıcısı olan bizlerin de payı var. Medya ürünleri kafamızda kod yarattı. Biz ise bu kodlardan yola çıkarak Instagram’a Kartezyen perspektifçiligi (akışkan görsel) yönünden bakmaya başladık. Uçurumdan denizi çeken birisi sadece denize ya da uçuruma odaklanır. Instagram ise bize bu olayı başkasının gözünden görme imkânı sundu.
Peki biz Instagram‘ın bilinenlerin aksine farklı bir tanımını yapabilir miyiz?
Ben Instagram‘ı insanların kolektif arzularının kişiselleşmiş bir hali olarak tanımlıyorum. Peki Instagram‘ın hiç kötü özelliği yok mu? Diyebilirsiniz tabiki de var daha işin başında, size iyi zaman geçirmeyi vaat ediyor, söyleyemediklerinizi dışa vurmanızı kolaylaştırıyor, hayal bile edemeyeceğiniz şeyleri yapmanızı sağlıyor. Sizde kendinizi kaptırıyorsunuz ve aslında sizinle hiç alakası olmayan paylaşımlar yaparken buluyorsunuz kendinizi. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte kendimizi hiç tanımadığımız ama tanımaya çalıştığımız bu kültürün içinde bulduk. Siz görsel olanın saltanatının sürdüğü bu uygulamayı sevdiniz mi? Yorum kısmından paylaşın…
Zeynepcan’ın Dijital Dünyası köşesini Moblobi.com’da takipte kalın 
Zeynepcan’ın Dijital Dünyası köşesindeki tüm yazıları görmek için buraya tıklayın.
Zeynepcan Sarıçiçek’i daha yakından tanımak isterseniz Youtube kanalımızdaki videosunu izleyebilirsiniz
Moblobi.com yazarlarından Zeynepcan’ı Linkedin’de takip etmek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.
