Dijital Hijyeninizi Korumak için Neler Yapmalısınız?

Dijitalleşen dünya ile birlikte kişisel verilerinizi korumak da önemli bir sorun haline geldi. Pek çoğumuz bilerek ya da bilmeyerek birçok platformda kişisel verilerimizi başkalarının kullanımına sunuyoruz.  Hatta bazılarının kısa vadede gelir elde etmek için verilerini satıyorlar. Ancak bu durum bilgilerini paylaşan tüketicilere düşündüklerinden çok daha fazlasını kaybettiriyor. Bu kaybı yaşamamak için ise en önemli konu dijital hijyen. İşte detaylar…

Bazı kullanıcılar kısa vadede gelir elde edebilmek adına kişisel verilerini satıyorlar. Bu durum ise onlara bu kısa vadeli kazançlarının dışında çok daha büyük kayıplar olarak geri dönüyor. Benzer bir durum Facebook‘un, Netflix, Spotify platformlarına kullanıcıların özel mesajlarına girebilme yetkisi vermesi konusu gibi yüksek profilli olan veri paylaşım skandalları sırasında yaşanmıştı. Bu durum pek çok tepki ve endişeye yol açmıştı.

Kullanıcılar kişisel verilerini yabancılara satıyorlar!

Araştırmalara göre, ülkemizdeki kullanıcıların yarısından fazlası dijitalleşen bu modern dünyada tamamen gizli kalmanın artık imkansız bir hale geldiğine inanıyorlar. Bu sebeple de pek çok kullanıcı kişisel verilerinin veya çevrimiçi kimliklerini korumayı değil satmayı tercih ediyorlar. Elbette ki bu durumun söz konusu kişiler için çok büyük olumsuz sonuçları yaşanabiliyor.

Kişisel verilerin yanlış ellere ulaşmasının veya kötüye kullanılmasının yaratacağı pek çok ciddi sonuca rağmen ülkemizdeki kullanıcıların yaklaşık dörtte biri eğer ücretsiz bir ödül söz konusuysa  gizliliklerinden vazgeçip kişisel verilerini paylaşabilecekleri belirtiyorlar. Hatta yapılan araştırmalardaki Türk katılımcıların hemen hemen yarısı para karşılığında hiç bilmedikleri ve tanımadıkları kişilerle tüm özel verilerini paylaşabilecekleri de dile getiriyorlar. Bu şekilde özel ve kişisel verilerini paylaşıp, bunun karşılığında ödül veya gelir elde etmek isteyen kişilerin sayısı da giderek artıyor. Ancak kullanıcıların bu kısa vadeli yaklaşımları; onlara uzun vadede çok daha kalıcı ve büyük sorunlar doğuruyor.

Yaşanan pek çok örnekte görüldüğü gibi internet ortamında bilerek paylaştığınız pek çok veri hiç beklemediğiniz bir anda size zarar verebiliyor, itibarınızı veya kariyerinizi zedeleyebiliyor. Bu durum artık sokaktaki insanları etkileyebilecek bir boyuta ulaştı. Çünkü artık işverenler bile bir kişiyi işe almadan önce Facebook, Instagram, Linkedin, Twitter gibi pek çok platformdaki profillerini inceliyorlar ve haklarında sosyal medyada araştırma yapıyorlar. Buradan elde ettiği verilere göre söz konusu kişilerin saygınlık durumlarını gözlemliyorlar ve ilerleyen dönemde şirketi sıkıntıya sokup sokmayacaklarına dair onlara referans olacak bilgiler topluyorlar.

İşe alımlarda dijital hijyen kontrolü!

Bu sebeple de özellikle şirketlerde çalışan kişilerin çalıştıkları şirket hakkında ya da kendileri hakkında çok fazla paylaşım yapmamaya dikkat etmeleri gerekiyor. Yapılan araştırmalara göre işverenlerin yarısından fazlası sosyal medyada yaptıkları araştırmalar sırasında gördükleri paylaşımlar sebebiyle, en az 1 adayı işe almaktan vazgeçtiğini söylüyorlar. Hatta bu araştırmadaki şirketlerin üçte biri de; sosyal medya paylaşımları sebebiyle çalışanlarından en az 1 kişiyi işten çıkarmış olduklarını ya da uyardıklarını belirtiyorlar. Yani sosyal medyada  ve internette bıraktığınız izler hem günlük yaşantınızı hem de iş hayatınızı büyük ölçüde etkiliyor.

Bilgilerinizi açık olarak paylaşın ya da paylaşmayın; yanlışlıkla başka ellere geçmesi durumunda bunun hayatınıza büyük etkileri söz konusu olabiliyor. Kaspersky Lab un yaptığı araştırmaya göre; ülkemizdeki her üç kişiden en az 1 tanesi, kişisel verilerin izinsiz bir şekilde elde edildiğini söylüyor. Söz konusu durum elbette ki her kişi için  pek çok farklı sonuca yol açıyor. Örneğin araştırmaya katılanların yarısı böyle bir olayın kendilerini büyük bir strese soktuğunu paylaşıyorlar. Bazı katılımcılar ise bu sebeple maddi zarara uğradıklarını dile getiriyorlar. Büyük bir kısım katılımcı da bu durumda yani kişisel verilerin ele geçirilmesi sonucunda reklam ve spamlarla rahatsız edildiklerini söylüyor. Ki sanırız günümüz dünyasında pek çoğumuz bu durumu yaşıyoruz ve bizden izinsiz olarak paylaşan verilerimiz sebebiyle telefonlarımıza gelen mesajlardan; maillerimize düşen reklam postalarına kadar istemediğimiz reklam tacizlerine maruz kalıyoruz.

Pek çok kişi elbette bilgilerini gizli tutmaya ve bunlara farklı kişilerin erişmesini engellemeye özen gösteriyor ve bunun için de farklı önlemler alıyor. Ancak tüm bunlara rağmen yine de istenmeyen sonuçlar yaşanabiliyor. Ülkemiz geneline bakıldığında; insanların büyük bir çoğunluğu kişisel verilerinin özellikle siber suçlular tarafından ele geçirilmesinden korkuyorlar. Bunun dışında elbette sosyal ağlar ve internet ortamından kişisel verilerinin paylaşılması korkusunu yaşayanlar da var.

Türkiye’de dijital hijyende ne durumdayız?

Türkiye’deki kullanıcıların yarısından fazlası kişisel verilerini korumak amacıyla cihazlarını parola ile korumaya çalışıyorlar. Hatta uygulamalarındaki ve cihazlarındaki hizmetlerde bulunan gizlilik ayarlarına da düzenli olarak kontrol ediyor ve değiştiriyorlar. Ülkemizdeki kullanıcıların hemen hemen üçte biri, gizlilik amacıyla web kameralarının üzerini kapatıyor. Hatta büyük bir çoğunluğu ve neredeyse yarısına yakını da verilerini şifrelediğini söylüyorlar.

Aslında söz konusu verilerin kullanıcıların aleyhine nasıl kullanılabileceğini görmek istiyorsanız; bunun için çok da uzağa bakmanıza gerek yok. Pek çok örnek yaşanmış durumda. Örneğin 2018 yılında gerçekleşen Marriot otellerindeki veri sızıntısı bunu en önemli örnekler arasında. Bunun gibi Forever 21 mağazasında yaşanan kasiyer terminalleri ile ilgili sorunda da müşterilere ait kredi kartı bilgileri açığa çıkmıştı. Yine yaşanan bir örnek daha verelim; eski müzisyen sevgilisinin e-posta hesabının şifresini bilen bir kadın da, sevgilisine gelen burs teklifini görmüş ve onun Montreal den taşınmasını engellemek adına ondan habersiz bunu red etmişti ve sonrasında bu durum bazı olaylara sebep olmuştu

Bilgilerinizin yabancı kişiler tarafından ele geçirmesini önlemek istiyorsanız öncelikle dijital hijyeninizi korumalısınız. Ayrıca kendinizi güvene alıyor olmanın ve de çevrimiçi gizliliğin de önemini bilerek davranıyor olmalısınız. Aslında herkes kendi verilerinin gizliliğini ve güvenli kalıyor olmasını sağlayabilir. Mesela sırlarınız gizli kalabilir ya da internet üzerinden yaptığınız işlemlerinizde yaşayabileceğiniz veri kayıpları bir beklenti yerine sadece bir istisnaya dönüşebilir. Bunu sağlamak için bazı pratik adımlardan yararlanabilirsiniz.

Peki verilerimizin kötüye kullanılmasını engellemek ve çevrimiçi dünyada gizli kalmasını sağlamak amacıyla neler yapabiliriz? Verilerimizin ele geçirilmesi ve kötüye kullanmasını engellemeniz için birkaç basit ipucu haberin devamında…

DEVAMI İÇİN 2’YE TIKLAYIN

1 2Sonraki sayfa
Etiketler
Burcu Aydın

Burcu Aydın

Dijital ve teknoloji ile ilgilenen herkesi Moblobi.com'a bekliyoruz... Moblobi: https://moblobi.com/author/burcu-aydin/


İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı