The Hunger Games (Açlık Oyunları) filminde transmedya örneği…
The Hunger Games (Açlık Oyunları) isimli filmde transmedya’nın izlerini rahatlıkla görebiliyoruz. İzleyici kitlesiyle bütünleşmiş olan bu film’de oyuncuların kıyafetleri satışa çıkıyor ve Marksizm’in yozlaşmasıyla ortaya çıkan sanatsal ürünler hepimizin satın almak isteyeceği birer meta haline dönüşüyor. Markalar ile paydaş haline gelmiş transmedyayı kullanıyor muyuz?
Aslında hepimiz her gün kullanıyoruz sadece ne olduğunu ve ne işe yaradığını tam olarak kestiremiyoruz. Gerçeklik ve sanallık arasındaki köprüyü kaldıran bu hikâye anlatımı sizleri adeta içine çekiyor ve gerçek bir deneyim yaşamanıza izin veriyor. Bir dönem popüler olan Lost dizisinde izleyici dizi içerisinde kayboluyor. Kurgusal olan bu dünya bize gerçeklik nosyonunu(kavramını) hatırlatıyor. Kimsenin bir şey bilmediğini ifade eden bu kurgu da tüketiciler devam eden seriler boyunca dağınık olarak hatırladıkları bilgilerden bir bütün yani çerçeve oluşturma evresine gidiyorlar. Hikâye derinleşir ve bizlerle birlikte yeniden şekillenir.
Siz çağımızın hikayeleştirme sanatı olarak da bilinen transmedya hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı paylaşmayı unutmayın.
Zeynepcan’ın Dijital Dünyası köşesini Moblobi.com’da takipte kalın
Zeynepcan’ın Dijital Dünyası köşesindeki tüm yazıları görmek için buraya tıklayın.
Zeynepcan Sarıçiçek’i daha yakından tanımak isterseniz Youtube kanalımızdaki videosunu izleyebilirsiniz
Moblobi.com yazarlarından Zeynepcan’ı Linkedin’de takip etmek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.