Mars Gezegeni Dışında Keşfedilebilecek En İyi 5 Yer

Dünya, insan hayatı için gerekli olan her şeyi içinde barındıran, kusursuz bir jeolojik yapıya sahip olduğu bilinen tek gezegendir. Buna rağmen insanoğlu, gelecekte yaşamak için Mars gezegeni başta olmak üzere birçok oluşum üzerinde araştırma yapmaya devam etmekte.

Dünya, insan yaşamı için gerekli olan en temel şey su ile birlikte bizleri güneşin zararlı ışınlarından büyük ölçüde koruyup meteor yağmurlarını def eden katmanlı bir atmosfere sahiptir. Çok uzun süredir gökyüzünde gezegenimizin dışında da yaşam olabileceği düşüncesi akıllara yerleştiğinden beridir insanoğlu uzay araştırmaları yapmaktadır.

Hepinizin de bildiği gibi uzun bir süredir Mars gezegeni, insanlar için yeni ev olarak nitelendirilmekte. Bunun yanı sıra gezegenleri keşfetme merakı insanoğlunu cezbetmiş, bizden başkaları da olup olmadığını araştırma dürtüsünü kuvvetlendirmiştir.

Aslında koca bir evrende iğne ucu kadar bir gezegene sahip olduğumuzu ve bu evrende yalnızca bizim gezegenimizde yaşam olduğunu düşünmek istemediğimizi fark ettik. Bunun için de farklı gezegenlerde araştırmalar yapmaya başladık. Uzay araçları, uydular geliştirdik. Bununla birlikte yaşanılabilir olduğunu düşündüğümüz veya eskiden yaşam olup şimdi olmadığını düşündüğümüz gezegenler (Mars gezegeni vb.) keşfettik. Uydular ve asteroidler de var elbette. Bir de cüce gezegenler (Plüton’u saygıyla anıyoruz).

Tüm bu araştırmalar sonucunda yaşam olasılığının en yüksek olduğu Mars gezegeni dışında da keşfedilecek güzel yerler olduğunu gördük. Şimdi bu yerler hakkında biraz bilgi edinelim.

Mars Gezegeni Dışında Keşfedilebilecek En İyi 5 Yer

1. CERES

Ceres isimli asteroit ilk defa 1 Ocak 1801 tarihinde İtalyan asıllı rahip, matematikçi ve astronom olan Giuseppe Piazzi tarafından gözlemlenmiştir. Beklentilere meydan okuyan, güneş sistemindeki en büyük asteroittir. Hatta o kadar büyüktür ki cüce gezegen olarak sınıflandırılmaktadır. Bir asteroit olmasına rağmen, jeolojisi oldukça çeşitlidir.

Son derece çorak ve kuru bir görünüme sahip olan asteroidlere nazaran Ceres, tüm bilinenleri tersine çevirmeyi başardı. Oldukça şaşırtıcı olan detay ise bu asteroidin su ile dolu olduğu idi.

%30’u buzullarla kaplı bir yerkabuğu ve tuzlu yer altı okyanusuna sahip olduğu düşünülmektedir. Tahminlerin Dawn isimli uzay aracının yaptığı keşiflerle bulanıklığını yitirmiş olmasına rağmen net bir şey söylemek de ne yazık ki zor. Güneş ışığına maruz kalan su buharı tarafından üretilen zayıf bir atmosfere sahiptir. Buz suyu ve tuzları püskürten kriyovolkanlar (veya buz volkanları) vardır. Organik bileşiklerin varlığındaki faktör ve Ceres’in bir zamanlar yaşanabilir olduğu ya da şu anda yaşanabilir olabileceği fikri söz konusu değildir.

2. EUROPA

Jüpiter’in 4 büyük uydusundan biridir. Bu dört büyük uyduya “Galilei Uyduları” (en küçüğü Europa) da denir

Jüpiter’e uzaklık bakımından ikinci sıradadır. Bu yüzden diğer ismi Jüpiter II’dir. 1610 yılında Galileo Galilei tarafından bulunmuştur. Beyaz bir bilardo topuna benzer. Tüm bunların yanında muhtemelen dünya dışı yaşamı aramak için güneş sisteminde en iyi yerdir.

Europa’nın yüzeyi tamamen buzullar ile kaplıdır. Yüzeyin altında oluşmuş olan okyanusta sıklıkla gelgitler meydana gelmektedir. Bu sebep ile yüzeyde çatlaklar meydana gelmektedir. Yüzeyi kaplayan buzul tabakasının kalınlığının ise 3-30 km arası olduğu tahmin edilmektedir. Buna rağmen yüzeyi oldukça gözenekli ve yumuşak olabilir. Dolayısı ile yüzeye inecek bir araç batmaya başlayabilir.

Pek çok bilim insanı, donmuş yüzeyin altında ısının esneyerek donması engellenen ve 100 km’den fazla derinlikte olabilecek bir sıvı su tabakası (küresel bir okyanus) olduğunu düşünüyor.

3. ENCELADUS

Enceladus’un yüzeyi buzullarla kaplıdır ve altı okyanus ile doludur. Enceladus’u diğer buzul uydularından ayıran en önemli özelliği yüzeyinin çok parlak, düzgün bir yapıda ve az sayıda krater içeriyor olmasıdır.

Enceladus, Satürn’ün yörüngesinde dolaşır ve ilk olarak ayın güney kutbuna yakın devasa gayzerlerin sürpriz keşfinin ardından potansiyel olarak yaşanabilir bir uydu olarak bilim adamlarının dikkatini çekmiştir. Uzay araçları ile birçok görüntüsü alınmıştır. 2005 tarihinde Cassini isimli uzay aracı bu uyduya yakın geçiş faaliyeti gerçekleştirmiştir. Bunun neticesinde, Enceladus isimli uydudan uzaya buz yanardağlarının fışkırdığı gözlemlenmiştir. Bu gözlem sayesinde, uydunun hala aktif olduğu tespit edilmiştir.

Tespit edilen gayzerlerde bir dizi organik molekül ve en önemlisi yüzey altı okyanus suyu, kayalık okyanus tabanı ile fiziksel temas halinde olduğunda mevcut olabilecek en az 90˚C minik kayalık silikat partikülleri de tespit edildi. Bu da yaşama elverişli bir yer olacağının yüksek bir kanıtıdır.

4. TİTAN

Titan ismi, Yunan mitolojisinden gelmektedir. Buna göre evren, Olimpos tanrılarından önce titanlar tarafından yönetilmekteydi. 1655 yılında Hollandalı astronom Christiaan Huygens tarafından keşfedilmiştir. Bunun yanı sıra Marvel sinematik evrenindeki meşhur kötü Thanos’un evi olarak anılan gezegendir. Filmler için en ilgi çekici kaynak olan Yunan mitolojisi sayesinde titan ismini bütün dünya duymuş oldu.

Satürn’ün en büyük uydusu Titan’dır. Maryland’daki Johns Hopkins Üniversitesi’nden bir gezegen bilimci olan Ralph Lorenz, “Mars’ın ardından uzun vadede Titan’ın muhtemelen insanların varlığını devam ettirecekleri bir sonraki en önemli yer olduğunu düşünüyorum.” demiştir.

Titan’ın atmosferi 1.5 dünya atmosferi basıncındadır ve %95 nitrojen ve %5 metan gazından oluşur. Bu atmosfer solunamaz fakat diğer gezegenlerde olduğu gibi basınçlı uzay giysisine ihtiyaç yoktur. Yalnızca soğuğa dayanıklı bir giysi ve solunum maskesi ile aydan daha az yerçekimi olan bu uydunun yüzeyinde dolaşılabilir. Atmosferinin basıncı bir yüzme havuzunun dibindeyken hissettiğimiz basınca benzetilebilir. Titan’ın yüzeyinden Satürn’e bakabilseydik, Satürn’ün gökyüzünün önemli bir kısmını kapladığını görürdük. Bulutları olan turuncu renkte bir gökyüzüne sahiptir. Atmosferi yüzeyinden 600 km’ye kadar yükselir ve bu hali ile dünyanınkinden daha yüksektir. Etan ve metan olarak yağmurlar vardır.

Dünya dışında yüzeyinde göller bulunan tek yerdir. Bu göller maalesef sudan oluşmuyor. Metan gazının sıvı hali, Titan’ın yüzeyinde dünyanın okyanusları gibi görünen göller oluşturmuştur. Kesin olmamak ile birlikte yüzeyinde sıvı su püskürten yanardağ benzeri oluşumlar vardır. Buradan, Europa ve Enceladus gibi Titan’ın da bir alt yüzey sıvı su rezervine sahip olduğu sonucuna varılabilir.

Titan’ın ne kadar yaşanabilir olabileceği henüz kanıtlanmış değil. Titan için en iyi verilerimizden bazıları Satürn sistemini yaklaşık 13 yıldır inceleyen Cassini sondasından gelmiştir. Bu görev, inişten sadece 90 dakika sonra çevrimdışı olmadan önce Titan’ın atmosferinden ve yüzeyinden gözlemler sağlayan Huygens iniş aracını içermekteydi. Fazla bilgi olmaması her ne kadar bizi üzse de NASA’nın 2026 için planladığı yeni görev Titan’ı daha da yakından tanımamız için büyük bir fırsat.

5. PLÜTON

18 Şubat 1930 tarihinde Clyde Tombaugh tarafından keşfedilmiş olan Plüton, bir gezegen sayılıp bir sayılmamış güneş sisteminde bilinen en büyük cüce gezegendir. Yüzeyinin %98’i donmuş nitrojen ve su buzundan oluşmaktadır.

Beyazdan garip bal peteği kömür siyahına ve kırmızıya kadar geniş bir renk içeriğine sahiptir. Titan kadar olmasa da tuhaf bir şekilde beklenenden daha sıcaktır ve bu yerkabuğunun altında bir sıvı su okyanusu olduğu anlamına gelebilir. Her ne kadar çok yaşlı bir cüce gezegen de olsa Ay gibi krater oyukları ile dolu olmamasının sebebi kabuğunun Güneş’e uzak olmasına rağmen zaman zaman eridiğini düşündürmekte. Kısacası cüce gezegenin jeolojik olarak aktif olduğunu gösteriyor. Plüton’da, buz volkanları ve gayzerler bulunmakta. Eriyen su ve metan buzu, cüce gezegenin eski kraterlerinin üstünü örtüyor ve çarpışma izlerini yok ediyor.
Plüton’da gerçek yaşam pek olası olmasa da yaşam için gerekli bileşenlerin varlığı oldukça dikkat çekicidir.

Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir

“Mars ‘ta 3 Boyutlu Yazıcılarla Şehir Kuruluyor!” okumak için buraya tıklayın.
“Yoksa Dünya Birgün Mars’a Mı Dönüşecek?” okumak için buraya tıklayın
“Haftanın Sorusu: Elon Musk’ın önümüzdeki yıl Mars’a götüreceği ilk yolculuk gemisinde olmak ister miydin?” okumak için buraya tıklayın.
“Dünyamıza Çok Benzeyen Bir Gezegen Bulundu!” okumak için buraya tıklayın.

“Mars Gezegeni Dışında Keşfedilebilecek En İyi 5 Yer” konumuzu paylaşmak isterseniz yazı sonundaki sosyal medya butonlarını kullanabilirsiniz.

Etiketler
Abbas Öztürk

Abbas Öztürk

Merhaba ben Abbas. Sakarya Üniversitesi iletişim fakültesi öğrencisiyim. Hayalperest bir insanım fakat gerçek hayatla bağımı kopartmıyorum. Gerektiği zaman hayata uyum sağlayabilen bir insanım ancak düşünsel bir moda girdiğim zaman, hayatı uç noktalarda yaşıyorum ve birden derinlere iniyorum. Hayat bana pratik olmayı öğretti. Bende bu pratikliğimi ve yaratıcılığımı dijital dünyada kullanmak istedim. Ayrıca tiyatro, seslendirme ve grafik tasarımla ilgileniyorum. İçerik yazarlığını yaptığım Moblobi.com’da güzel vakit geçirmeniz dileğiyle… Moblobi.com'daki köşemi takipte kalın!


İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı